benim hikayem

dün ablamla eski sitemde ki bu sayfayı okurken ne güzel yazmışım dedim yeni siteye koymaya karar verdim....



Sıcak mı soğuk mu bilmiyorum ama bir gece vakti doğmuşum, bizim oturma odasında, sedirin üstünde. Ebem fidan bacıymış. Göbeğimi ablam kesmiş, paslı bir makasla. Hele niye kaşınıyor bu göbeğim diyorum (ama makas gerçekten paslıymış ) tabi işin şakası bu ve dünya hayatı; sınav başlıyor.
Küçüklüğümde şimdiki halimin tam tersiymişim şişman, tombiş bir şeymişim.
Ve gitgide büyüyorum, her canlı gibi. Küçüklüğümden pek bir hikâye bilmiyorum. Okula başladığım günü, okuduğum şiiri ve tabii ki arkadaşlarım aklımda. Ha bide ablam gelin giderken arabadan inmeyişim aklımda olan. Şimdi düşündükçe gülüyor tekrar o günleri yaşamak istiyorum. İnsan küçüklüğünde büyümeyi, büyüdüğünde ise küçülmeyi istiyor, nedense. Mesela ben küçüklüğümde ağabeylerim gibi olmak isterdim. Onlar gibi yakışıklı olmak onlarla gezmek isterdim. Tabi onlar beni istemezlerdi. Benim şimdi birine yaptığım gibi?
Okul hayatıma 2. Sınıftan sonra bir sene ara verdim. Sivas, İstanbul bira geziyim dedim. Tekrar okula başladım. Ama bütün arkadaşlarım benden bir sınıf üstteydi. En çok üzüldüğümde buydu. Ama arkadaş çevrende bayağı genişledi hani. Ama onlar ortaokula geçtiklerinde ben hala önlük giyiyordum. Bu biraz zoruma gitmişti açıkçası.
Ve işte köyden ayrılma vakti gelmişti. Sivas;a ablamın yanına gidiyordum. Köyden ayrılınca öyle üzülmüştüm ki sanki bir daha dönmeyeceğim gibi bir his vardı içimde. Köyde n ayrılırken arabanın camını açıp içimden ;şu havayı son bir kez daha koklayım; demiştim.(çocukluk işte)
Sessiz, sakin çocuk artık Sivas;ta. Ben önce çok sessiz ve sakin biriydim. Bu nedenle birçok kişiyle acımasızca karşılaştırılıyordum. Çünkü bizim memleketimizde sevilmek istiyorsanız; cıvık olacaksınız, pis espriler yapacaksınız, geveze olacaksınız, önüne gelen yemekleri bitireceksiniz; Bendede bunların hiçbiri olmadığından çoğu kişi tarafından başkalarıyla karşılaştırılırdım. Ama beni sessizliğim ve efendiliğimle sevenlerde vardı hiç şüphesiz. Çok mütevazıyim demi şimdi biraz değiştim sanki. Bu saydığım olumsuz özellikler olmasa da biraz konuşkan olmaya başladığımı düşünüyorum. Bazı kişilere sorun benim ne saman altından su yürüttüğümü söylerler. Artık değiştim, kendime geldim. Ee ne de olsa (inşallah) öğretmen olacağız şunun şurasında olsun o kadar.
Nerde kalmıştım. Haa Sivas;ta tam 6 senem geçti. Ortaokulu ve liseyi Sivas;ta okudum. Ortaokul nasıl geçti hala anlamış değilim. Ortaokul bitince yine bir İstanbul gezisi yaptım. Biraz değişiklik iyi gelir dedim. Büyük bir değişiklikten sonra tekrar memlekete döndüm ve yaşama devam.
Lise yıllarım hayatıma yön vereceğim yıllar olmuştu. Çünkü ilk başta bölümümü seçtim (sözel), coğrafyayı sevdiğim için. Daha sonra lise 3te ki sıkıntılı ve TO BE OR NOT TO BE dedirtecek bir sınav; ÖSS. Binlerle yarışıyorsunuz. Durmadan çalışmalısınız. Ama bir hedefiniz olmalı ve sistemli çalışmalısınız. Ben dershaneye gitmeseydim, kazanmam bir mucize olurdu. İlk başta dershane aklımın ucundan bile geçmiyordu. Kazanamasam seneye giderim düşüncesi içindeydim. Ama sağolsunlar ağabeylerimin yardımıyla dershaneye gittim. Okulda bir şey öğretmiyorlardı. Ne varsa dershanede vardı. Biz test çocukları testleri çatır çatır çözüyorduk.
Ve işte o gün:17 Haziran 2007. Bende hiç heyecan yoktu. Sınav öncesi o heyecana nasıl dayanağım diye düşünüyordum. Kitapçık geldi ve sınav başladı. Ve görevli 15 dakika kaldı dedi. Zaman öyle çabuk geçmişti ki anlamamıştım. Ama ben zaten sözel soruları bitirmiş sayısallara kafa yoruyordum. Bir sözelci olarak muhteşem bir sayısal yapmıştım. Beni de zaten sayısal sorular kurtardı. Ve sınavdan sonra çok güzel bir rahatlık.
Kazanacağıma emindim. Ama aklımdan herkese umudum yok Diye söyleyim dedim. Olur ya kazanacağım kazanacağım deyip kazanamamakta var. Hem kazanırsam da daha büyük bir sevinç olur. Ve öylede dedim ;benim bu sene umudum yok; Herkes teselli ediyordu. Ama sınavlar açıklanınca istediğimi elde ettim. Puanlardan sonra tercihleri yaptık. Saolsun usta eniştemin yardımıyla hedefim olan Kayseriyi tutturdum.
Ve yine bir yerden ayrılık, bir yere merhaba. Yeni arkadaşlıklar yeni bir memleket değişik bir ortam. Ama buraya çabuk alıştım sanki.

Hayat bu, akıp gidiyor işte. Durdurmak imkânsız, geriye dönmek imkânsız. Mutlu olmalıyız bu dünyada. Güler yüzle bakmalıyız etrafa. Hayatın tadını çıkarıp, öbür dünyayı unutmamalıyız. Yeri geldiğinde gülelim. Yeri geldiğinde duygularımızı dışa vuralım. Âşık olalım. Ayrılığa dayanalım. Sabırla aşalım zorlukları. Sevgiyle bakalım yüzlere. Uzaklaştıralım nefsimizden şeytanı. En güzel güller içinde olalım daima. Hep güzel kokalım. Etrafa güzel bir görüntü yayalım. Hayatımızı yaşayalım, sınavımızı başarıyla geçelim. Unutmayın ki hayat su gibi akıp gidiyor.

Okuduğunuz için teşekkür ederim. Sıktıysam özür dilerim. Daha çok şeyden bahsetmek isterdim. Ama daha sonra başıma bela olur diye yazmadım. Hatta bunları bile niye yazdığımın farkında değilim. Canım sıkıldı, her zamanki gibi elime kalemi aldım ve bunları yazmak geldi içimden.


Saygılarımla KADİR KAYA
 
İYİ EĞLENCELER
 

DUYURU PANOSU

---kadir'in favorileri---

sinema=GÜNEŞİ GÖRDÜM -->kısacası türk sineması bence kitap=BU AŞKIN GÜLEN YÜZÜ VE BU DA ÖTEKİ YÜZÜ(carpe diem yayınları süper) ve SANA HİÇ ELVEDA DEMEDİMKİ (SEVİM ASIMGİLİN BÜTÜN KİTAPLARI SÜPER) müzik=şuan her tür müzik takım=tabii ki SİVASSPOR dizi=NE DİZİSİ YAW VAKİT Mİ VARDA TELEVİZYONA HAYIR BİLGİSAYARA EVET :) programlar= ÇOK GÜZEL HAREKETLER arada bir BEYAZ SHOW

---kadirkaya58.tr.gg---

Sitene Ekle

 
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol