KUŞ CIVILTILARI İLE UYANMAK

            Sıcak yatağından o muhteşem sesle kalkıyorsun.. Ezan sesinin manevi atmosferi insanı acayip etkiliyor. Özellikle sabah ezanının okunması; sessiz, karanlık bir ortama can veriyor sanki.

            Dışarı çıkıp güneşin dağları yarıp yavaş yavaş göğe doğru yükselmesiyle yeni bir güne merhaba diyoruz. Daha güneş tam olarak kendini göstermemişti, ama ışığını yayıyordu köyümüzün üzerine. O havada dışarı çıkıp oksijen dolu havayı ciğerlerine çekmek insana daha bir can katıyor.

             Evet işte başladılar… o büyük orkestra, ne muhteşem bir uyum. Kimlerden mi bahsediyorum; kuşlardan. Sanki bildik bir şarkıyı söylüyorlar ya da birbirleriyle konuşuyorlar birbirlerine günaydın diyorlar. Ne yaptıklarını bilmiyorum ama çok güzel görünüyorlar.

            Balkonda o kuşları dinlemek, mis gibi havayı teneffüs etmek, gün doğumunu görmek, ve bunların üstüne de çeşmenin sesini dinlemek anlatılmaz bir duygudur. Hani derler ya anlatılmaz yaşanır diye aynen öyle.

            Ve güneşte yüzünü göstermeye başladı. Ve kapı gıcırtıları duyulmaya başladı. Yufka yürekli analar ellerinde helkilerle ahırın yolunu tutuyorlar. Birbirine sıcak bir gülümseme ile merhaba deyip işlerine koyuluyorlar. Yorucu bir gün daha onları bekliyor.

            İnekler sağıldı ve yayılmaya bırakılacaklar.  Sığırcının her zaman ki gibi bağırma sesi duyulunca (hohoo) inekler bırakılır ve durna dağında, kuş tepesinde, belende, acıgölde, kıraçta, ahbınlıkta yayılıp tekrar ahıra dönmesi beklenir.

            O güler yüzlü annelerin ahırda işleri bitmiştir. Şimdi sobayı yakıp taze bir kömbe (bazı yerlerde gömme veya çörek denir )yapıp kahvaltı hazırlamaya geldi. Sobayı yakıp yanında oturmak diğer güzel bir duygudur. Kömbenin yavaş yavaş kızarmasını seyretmek etrafa yaydığı nefis kokuyu teneffüs etmek, sobanın ara sıra üstümüze doğru püskürttüğü dumandan kaçmak sonra yine sobanın sıcaklığına sığınmak.  Sanki bir oyunun parçasıymış gibi geliyor insana. Eveeet kömbede pişti işte… Hemen yarısını kopartıp sıcak sıcak yemesi yok mu!!! Bir de yanına yoğurdu koy bandıra bandıra yemesi sanki dünyanın en lezzetli yemeğini yiyormuşsun gibi geliyor insana.

            Kahvaltıda hazır işte… bakıyım, evet tam da düşündüğüm gibi hepsi doğal. Taze ve sıcak kömbe, taze peynir, çökelek, yağ , kaymak,bal, bahçenin vişne ve Frenk üzümünden yapılmış reçeller eee daha ne olsun. Hepsi doğal ve en önemlisi anne eli değmiş.hani televizyonda gösterirler ya insan eli değmeden yapılmış peynir, yağ diye… makinelerin yaptığı peynirin ne tadı olacak ki. Süte, peynire, yağa anne eli değecek ki. Çünkü anneler onların içine sevgilerini koyuyorlar, alınteri döküyorlar, kokularını sürüyorlar bundan daha büyük tat olur mu???

            İşte böyle köyde güne merhaba deyiş. Eşsiz bir ortam, süper bir atmosfer, sıcak insanlar. 4 ay durunca biraz sıkılıyorsun ama yine de köy başkadır J



                        KADİR KAYA